Blog

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN SOĞUK SÜREÇ SABUN YAPIMI

by in Blog 12/10/2020

Sabununuzun içeriğinde tam kontrole sahip olduğunuz, sabun yapımında yaratıcılığınızı ve özgünlüğünüzü ortaya en rahat şekilde kolayabildiğiniz, soğuk süreç sabun dünyasına hoşgeldiniz! Bu yazıda elde edeceğiniz bir çok bilginin yanında uygulamalı eğitim videomuza ulaşmak için lütfen YouTube hesabımızı ziyaret edin.

Bilindiği üzere pH birimi, bir maddenin asitlik veya bazlık derecesini açıklar. pH 0-6 asidik, 7 nötr, 8-14 değerleri bazik kabul edilir. Ve yine bilindiği üzere asit ve baz karıştırılırsa tuz oluşur.

Sabun,  yağlarda bulunan asitlerin, baz ile tepkimesinden oluşan bir çeşit tuzdur tuzdur. Yağlar ile karıştırdığınız baz kostik olarak bilinen sodyum hidroksit olursa katı, potasyum hidroksit olursa sıvı sabun elde edersiniz. Biz bu yazıda katı sabunlar üzerinde duracağız, fakat sıvı sabun yapımı ile ilgilenirseniz “Yeni Başlayanlar İçin Sıvı Sabun Yapımı” yazımıza göz atabilirsiniz (çok yakında yayında).

Kostik kuvvetli bir baz olup, yüksek tahriş edici özelliğe sahip olduğu için zihinlerde korku yaratıyor olabilir. Fakat endişelenmeyin. Kimyasal tepkimeye giren maddeler tamamen başkalaşım geçirerek farklı özellikler kazanır. Tıpkı sütten yoğurt elde etmemiz gibi. Sabun yapımında da, kullandığımız tüm kostiği yağ asitleri ile kimyasal tepkimeye sokarak sabun elde ettiğimiz için, kullanıma hazır sabunumuzda ne kostik kalıyor, ne de tahriş edici özelliği.

Bu bilgiler ışığında hadi gelin soğuk süreç sabun yapımına dair terimleri öğrenmeye başlayalım:

Sabunlaşma (Sayısı) Derecesi

Sabunumuzu, yağlarda bulunan asitler ile baz olan kostiği tepkimeye sokarak elde ettiğimizden bahsettik. Peki kullandığım yağın çeşidi ve miktarına göre ne kadar kostik kullanmalıyım ?

Her yağ hem cinsine hem de elde ediliş biçimine göre farklı düzeylerde asitlik ihtiva eder. Bu nedenle yağın tam olarak sabunlaşması için farklı miktarlarda hidroksite (potasyum ya da sodyum hidroksit) ihtiyaç vardır. Bir gram yağın tam olarak sabunlaşması için gerekli olan hidroksit miktarı ise sabunlaşma derecesi olarak belirtilir. Her yağ çeşidi için sabunlaşma değerleri kolayca ulaşılır olsa da, yağın elde ediliş şekli saflığını etkilediği için, sabun yapımında denenmemiş yağları ilk kez kullanırken, büyük miktarlar ile başlamamakta fayda var. Eğer kendi formüllerinizi oluşturmaya çalışıyorsanız, 100’er gramlık yağ örnekleri ile belirtilen sabunlaşma değerlerinin biraz altında ve biraz üzerinde sabunlar yaparak, sizin yağınız için tam olarak uygun değeri yakalamaya çalışabilirsiniz.

Bununla uğraşmak istemiyorsanız ya da  soğuk proses sabun yapımına yeni başlamışsanız, YouTube hesabımızda ve sitemizde sizi harika formüller bekliyor, tıpkı hazır yemek tarifleri gibi. İzle ve yap! Fakat merak etmeyin, yağları tanıdıkça, elde ettiğiniz sabunları inceleyerek analiz edebilmeye başladıkça, kendi tariflerinizi de yapabileceksiniz. Bu yolda sizin en büyük yardımcınız olacak sabun hesap makinesi kullanımını ve yağların uygun kullanım oranlarını öğreneceğiniz derslere, ne zaman hazır hissederseniz başlayabilirsiniz.

Sıvı Kullanımı

Artık sabunumuzu yaparken yağ ile kostiği birbirine karıştırdığımızı biliyoruz. Fakat bu karıştırma işlemini yaparken, katı parçalar halinde olan kostiğimizi direk yağın içine atmıyoruz. Bu kostiğimizin kaptaki tüm yağa ulaşamamasına, parça parça, yağ içinde yüzden sabunlaşma kümeleri elde etmemize neden olur. Bu nedenle kostiğimizi önce bir sıvının içerisinde tamamen çözüyoruz. Tıpkı şekeri suda erittiğimiz gibi.

Bu sıvı en basit seçenek olarak distile edilmiş sudur. Fakat çeşme suyunuz kalite olarak genel standartta ise, kullanmanızda hiçbir sıkıntı olmayacaktır. Tereddütleriniz varsa satın alacağınız damacana/şişelenmiş su da en kolay ve geçerli tercihlerden. Bunun dışında temizliğinden emin olabildiğiniz bölgelerden az miktarda alınmış deniz suyu, sabununuza ekstra mineraller kazandırabilir. Kumsaldan alacağınız bir avuç deniz kumu, sabununuza harika peeiling özelliği kazandırabilir.

Benim de en sevdiğim seçeneklerden biri olan bitki çayları, farklı karışımlarla keşfedilmeyi bekleyen geniş bir seçim skalası sunuyor.

Bir diğer sıvı seçeneği, son zamanlarda oldukça popüler olan süt çeşitleri!  İçerdiği süt yağı ve laktik asit ile cilt yumuşaklığı sağlamada oldukça başarılı. Hindistan cevizi sütü, soya sütü, pirinç sütü vb. de kendilerine özgün avantajları ile vegan sabununuz için harika seçenekler.

Hangi sıvıyı seçerseniz seçin, kostiği sıvınıza eklediğiniz anda çok hızlı bir şekilde karışımınız ısınmaya başlayacaktır. 90oC derecelere ulaşan sıcaklık, kostik çözeltinizin bir anda kaynamaya yakın bir hale gelmesine neden olup, bir yandan solumamanız gereken buhar çıkışı gerçekleşecektir. Hemen paniğe kapılmayın, dünyanın her yerinde binlerce insan her gün sorunsuz bir şekilde sabun yapabilmekte. Önemli olan gerekli önlemleri alarak, kostik kullanımı konusunda bilinçli olmanız. O yüzden “Kostik ve Güvenlik” yazımıza, sabun yapmaya başlamadan önce mutlaka göz atın.  Bu konu başlığı altında bilmeniz gereken şey, kostik çözeltinizin aşırı ısınmasını önlemek için kullandığınız sıvı eğer su ise olabildiğince soğuk (buz halinde de olabilir), süt, çay gibi yüksek sıcaklarda bozunabilecek maddelerse mutlaka buz halinde kullanmanız olacaktır.

İz (Trace)

Eğer mutfakta kek ya da krep gibi yiyeceklerin hazırlanışına biraz olsun aşina iseniz, bu kavramı aslında biliyorsunuz sayıyoruz. İz (trace), yağ ile kostiğin karışmaya başladıktan sonra daha kıvamlı bir hal almasıyla oluşan, dalgalanma çizgilerini belirken terimdir. İnce, orta, kalın şeklinde belirtilir. İnce iz, yağın, kap üzerinde herhangi bir ayrım halinde olmaksızın,  tam olarak karıştığı, krep hamuru kıvamında olan hal olarak betimlenebilir. 

Kalın iz ise, kaptaki karışımın, karıştırma esnasında derin çizgiler oluşturduğu, ağırlaştığı, iyice kıvamlaştığı haldir. Sabunu kalıba dökerken sahip olmasını istediğiniz kıvam, yapacağınız sabun tasarımına göre farklılık gösterir, o nedenle ince iz ya da kalın iz doğrudur gibi bir durum söz konusu değil. Birbiri ile karışmayacak desenler, renk katmanları istediğinizde kalın iz kıvamını, ebru deseni gibi birbiri ile ahenk içinde desenler istediğinizde ince veya orta iz tercih edebilirsiniz. Farklı sabun yapım videoları izlerken, tarifteki sabun ile aynı şekli yakalayabilmek için ize yani sabun karışımı kıvamına aşina olmalısınız. Fakat ister ince ister orta ister kalın izde sabunlar dökün, her biri kimyasal olarak sabunlaşacak ve zamanla kullanıma hazır olacaktır.

Jel Faz

Sabunlaşma tepkimesi sonucu ısı açığa çıkar, tıpkı kağıdı yaktığımızda ısı açığa çıkması gibi! Eğer sabununuzu kalıba döktükten sonra herhangi bir izolasyonda ya da ısı kaynağı ile yakınlıkta bulundurmazsanız, sabununuzun ortasından kenarlarına doğru bir soğuma gerçekleşir.

Jel faz sabunun 80oC civarında jelatinimsi bir görünüme kavuştuğu haldir. Aklınıza jelibona benzer bir sabun elde edeceğiniz sonucu gelmesin, jel faz sabununuzun benzer katılıkta elde etmenizi sağlarken, renklerin daha belirgin, yüzeyin daha pürüzsüz ve parlak olmasını sağlar. Jel fazda sabunlaşma gerçekleşmediğinde sabununuz daha mat bir görünümde olur.

Jel faz tamaaaamen estetik bir tercihtir. Gerekli bir durum değildir. Bazı sabun yapımcıları sabunu jel faza zorlarken (sıcaklığı 80oC civarında bir süre tutarak), kimisi jel faza geçişi engelleyerek (1 gün boyunca dondurucuda bekleterek) mat bir sabun elde etmek ister. Kendi haline bırakılmış sabun, ortam sıcaklığına göre, orta bölgesi daha parlak, kenarlara doğru matlaşan bir görünüme sahip hale gelebilir. Her şekilde sabun tüm güzelliği ile kusursuz bir şekilde kullanıma hazır olacaktır.

Kürlenme Süresi

Sabunlar kalıba dökülüp, 1-2 gün sonra kalıptan çıkarılıyor. Daha sonra gelen bir 4-6 haftalık bekleme süresi var ki kimse bu kısmı sevmiyor! Biz de sevmiyoruz, ama beklemeliyiz. Neden mi ?

Kesip kenara koyduğunuz sabunlar ne kadar hoş, katı bir görünüme sahip olsa da, elinize aldığınızda biraz yumuşak olduğunu fark edebilirsiniz. Bunun nedeni sabununuzun içerisindeki su! Sabunumuzu kenarda 4-6 hafta bekletmenin amacı, içerisindeki suyun buharlaşması için zaman tanımak. Eğer bu bekleme gerçekleşmezse sabununuzun kullanım ömrü çok kısa olabilir, formunu birkaç kullanımda kaybedebilir. O nedenle gerekli süreyi sabrederek beklemek, daha katı, daha sert, daha uzun ömürlü sabununuza kavuşmak için olmazsa olmaz.

Bu bekleme süresince sabunlarımızı kuru ve serin bir yerde, birbirlerine değmeyecek şekilde muhafaza etmeliyiz. Mümkünse sabunlarımızı dizdiğimiz raf, alttan da hava alabiliyor olmalı. Böyle bir rafı kullanmanız mümkün değilse günde bir defa sabunun yere değen yüzeyini değiştirmekte fayda var!

Yine de unutmayalım ki sabunlaşma tepkimesinin yan ürünü olarak cildimizi nemlendiren gliserin, sabunumuzu endüstriyel sabunlardan her zaman bir tık daha yumuşak yapar. Olsun varsın, gliserin sabunumuzun değerine değer katar. Seni seviyoruz gliserin.

Soda Külü

Sabununuzu kalıptan çıkarıp dilimlediniz, fakat yüzeyinde beyaz, küllü bir katman var. Merak etmeyin bu tamamen zararsız karbonatımsı bir madde, adı soda külü! Sabununuzda kullandığınız kostiğin havadaki karbondioksitle etkileşimi sonucu oluşan soda külü hiçbir şekilde sabunun güvenliğini ya da kalitesini etkilemez. Yine estetik görünüm açısından tercih edilmeyen bu tabakanın oluşmasını önlemek için, sabununuzu kalıba döktükten sonra üzerini bir koruyucu ile örtebilirsiniz. Eğer soda külü oluşmuşsa, sabununuzun yüzeyinden keserek uzaklaştırabilir, ya da soğuk sudan çok hızlı bir şekilde geçirerek sabununuzu tekrar kurumaya bırakabilirsiniz. Daha fazla bilgi için “Soda Külü Nedir? Nasıl Önlenir?” yazımıza göz atabilirsiniz. Başımıza hiçbir dert açamazsın soda külü!

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

    Cart